29 Nisan 2013 Pazartesi

Aşkın Gücü




Zamanında bir kız sevmiştim. Hala seviyorum. Adı
Gülçiçek. Çok güzel biriydi. Dinine düşkündü,dinde
sürünüyordu adeta.
Başörtülü bir kızdı. Karşı
apartmanda oturuyordu ve balkonları, bizim camın en
köşesinden biraz da olsa görünüyordu. Her akşam,
gölge gelince balkonda kitap okurdu. Saatlerce. Bazen Kur'an okuduğuna da şahittim. Değişiyordu
elindeki kitaplar. Sesi de çok güzeldi. Çok'u ve güzel'i
sadece Gülçiçek için yan yana kullanabilirdim. Bir gün,cesaretimi toplayıp karşısına çıktım.
Bakkaldan eve dönüyordu. Elinde poşetler.
Centilmenlik yapıp alayım dedim ,yardımcı
olayım,izin vermedi. "Sizinle konuşmak istiyorum" dedim.
"Sadece on dakika,biraz,lütfen..." Başı öne eğikti. Yüzüme bakmıyordu. Gözlerinin
gözlerime dokunduğunu hiç görmedim. Hiç
hissetmedim nasıl bir titreme hali olduğunu. "Ne amaçla?" dedi.
"Size aşığım" dedim,çıkıverdiağzımdan. Belki biraz
daha ağırdan almalıydım. Hoşlandım desem belki de
olacaktı bu iş. Aşığım deyince korktu tabi.
"Sizinle konuşmam caiz değil" dedi. "Lütfen,çekilin
önümden..." "Caiz mi? O ne demek?"
"Ve,ek olarak,bu soruyu sorduğunuz için bile aşkınıza
karşılık vermem..."
"?" Gitti...
Yine uzaklardan seyretmeye tahammül edecektim.
Gitti.
Sesini özleyecektim...
Gitti.
Ne de güzeldi gidişi... Acaba ne kastetmişti? Caiz ne demek harbi?
Başörtülü bir kıza tutulduysan,Kur'anı hatim etmelisin
oğlum! Farklı bir dilden konuşuyoruz...
Ertesi gün,sokaktan taşınacağını öğrendim. Ailesiyle
birlikte Yalova'ya yerleşiyorlarmış. Emekli olmuş
babası. Daha sakin bir şehirde,daha sakin bir hayat düşlüyormuş. Üzüntüden öldüm sandım. Bıçağı alıp
tenime değdirince hala nefes aldığımı anlamam uzun
sürmedi. Annem görünce intihar ediyorum sanıp
ağladı ama ben ona sarılıp teselliye başladım hemen.
Yanlış anlaşılmaya mahal yok.
Gitti. Göremeyeceğim bir daha onu...
Gitti.
Onunla evlenemeyeceğim...
Gitti.
Ya unutursam?
Merakım içimi deşti. İnternetin başına geçtim ve caiz ne demek onu araştırdım.
"Caiz, genel olarak ruhsat verilmiştir, günah değildir
manasındadır.
Bizim onunla konuşmamız günah mı yani? Günler geçti,
araştırmalarım sonunda kalbimi ALLAH sevgisi
kapladı. Bir ayetin ortasına düştüm ve kendimi oradan
kurtarmak istemedim.
"Kalpler ALLAH' ı (c.c.) Anmakla Mutmain Olur."
(Ra'd Sûresi 28) Sureler ezberledim.
Abdest almayı öğrendim.
Namaz kıldım.
Kur'an okudum.
Gülümsedim.
Sadaka dağıttım. Her şey çok hızlı ilerliyordu. Anladım ki, ALLAH'ın
yolunda bekleme yoktu... Aylar sonra,bir camiden
çıkarken, Gülçiçek'e rastladım. Ayaklarım titredi.
Durdum.
"ALLAH" dedim...
İçimden onlarca kez "ALLAH" dedim... Kaç saniyede bir ALLAH denilebiliyordu? Ona bakmamalıydım. Göz
zinası, İslam'da haramdı. Ayaklarımla temas kurdum
ve yürüyüp evimin yolunu tuttum...
Akşam annem geldi ve beni görücü usulü bir kızla
tanıştırmak istediğini söyledi. Onunla evlenirsem,çok
iyi bir yuvam olurmuş. Ahlaklı,güzel ve şefkatli bir eş...
Gülçiçek'i unutmanın sağlıklı bir yöntemiydi belki de.
Tamam dedim,olsun. Kabul...Benim için bitmişti her
şey.. Odadan içeri girdim, mavi bir elbise içinde,başörtülü
bir kız arkası dönük duruyordu.
"Es-Selamü Aleyküm..." dedim.
"Ve Aleyküm Selam" dedi
ve
yüzünü bana çevirdi... "Artık caiz" dedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder