Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları
''Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları''
1) Şerri - hayır gibi göstermek,
2) Kötülüğü - iyilik gibi göstermek,
3) Haramı - helâl gibi göstermek,
4) Mekruh'u - mübah gibi göstermek,
5) Şehvet ve Gazaplı anlarında
insanları aldatmak,
6) Hased ve hırs: Kul bir şeye haris
oldumu artık hakkı görmekten kör ve
hakikatı duymaktan sağır olur.
7) Helâl bile olsa - doyasıya fazla
yemektir. Zira insan fazla yeyince
şehveti artan. Şehvet ise şeytan'ın
silahıdır.
8) Dünya süsüne tama' etmek, arzu
duymak. Öyle ki âdeta tama' ettiği şey
onun ma'budu olur,
9) Âdem oğluna işlerinde acelecilik
ettiği zamanlarda ona vesvese vermek.
Resûl-i Ekrem "Acele şeytandan teenni
ise Allah'tandır." buyurdu. Sehl b. Sa'd
(Tirmizi)
10) Cimrilik ve yoksulluk korkusu
vermek,
11) Mezhep taassubu ile hasımlara kin
tutmak, onları küçümsemek ve
hakaretle bakmaktır.
Bir imâmın mezhebinden olduğunu
iddia edip onun ahlâkı ile
ahlâklanmayanın kıyamet gününde
hasmı o imamdır.
12) Allah (c.c.) ın zat ve sıfatları
hakkında akıllarının almadığı
meselelerde düşünceye sevk edip,
şüpheye düşürmek. Dinini zayıflatmak,
13) Şeytanın kalbe giriş kapılarından
biride sû'i zan (kötü zan) dır.
Musa (a.s.)'ın Şeytanla Olan
Hikâyesi
Bir Rivayet'de İblis Musa (a.s.) mülâki
oldu ve:
- Ya Musâ, sen Allah-u Teâlâ'nın
risâletle seçtiği bir peygambersin.
Benim durumum sence mâlum. Tevbe
etmek isterim. Benim için şefaatci ol.
der.
Tûr-i Sinâ'da Allah (c.c.) ile
mukâlemesinden dönerken, kendisine
Allah-u Teâlâ
- Emanetini yerine getir. buyurur.
Musâ (a.s.) meseleyi anlatır. Allah-u
Teâlâ
--- Âdem'in kabrine secde etsin,
dileğini yerine getireyim ve tevbesini
kabul edeyim, buyurur.
Musa (a.s.) vaziyeti İblis'e anlatınca,
- Ben onun dirisine secde etmedim,
ölüsüne secde edermiyim? diye
böbürlenip kibirlendi ve kızdı. Sonra
Musâ (a.s.) a
- Sen ki benim için çalıştın, bana
hakkın geçti. Üç yerde beni hatırla. Zira
o zamanlar sen en zayıf ve ben de en
güçlü olurum. İnsan oğlunun kalbini
feth eder ve kendime uydururum.
Birincisi kızdığın zaman. O zaman
ruhum kalbinde, gözüm gözünde, ve
kanın damarda cereyânı gibi
vücuduna dahil olurum. İnsan kızdığı
zaman nefsini körüklerim, artık ne
yaptığını bilmez olur.
İkincisi cihad zamanlarında beni
1ıatırla. O zamanda ben mü'minlere
yanaşır; karısını çocuğunu geride
bıraktıklarını hatırlatır ve onu ihlâsla
cihâd'den soğuturum.
Üçüncü de mahremin olmayan
kadınlarla yalnız kalınca. Sakın ola
yalnız kalma. Ben arada elçilik yapar ve
mutlaka fitneyi ve şehveti uyandırırım.
Denildi ki: Velilerden biri şeytan'a
- Âdemoğluna nasıl galip olur onu
saptırırsın, diye sorar. Şeytan cevaben.
- Kızdığı, hevâ-i nefsinin galeyana
geldiği zaman. Zira keyfi oldumu
kalbine, kızdığı zaman başına (aklına)
girerim.
Resul-i Ekrem "Bir şey'i (çok) sevmen,
seni ktir ve sağır ederıı buyurmuştur.
Sevdiğimiz şeye dikkat edelim. Şeytana
değil, Allah (c.c.) a sevgi ile (şeytana
karşı) kör ve sağır olalım.
- o -
Şeytanın en büyük oyunu, müslümana
günahını göstermemek ve tevbe
ettirmemektir.
- o -
Şu iki haslet şeytanı çok kızdırır!
Şeytanın vesveselerine aldırmamak,
Allah (c.c.) ın zatı hakkında tefekkürü
terketmek.
Şakik-i Belhi
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) buyurur .
"İblis yeryüzüne indiği zaman Allah-u
Teâlâ'ya:
- Yâ Rab, beni kovdun ve yeryüzüne
gönderdin. O halde bana bir mesken
ver, dedi.
Allah-u Teâlâ:
- Meskenin hamamdır buyurdu.
- Bana oturacağım bir toplantı yeri ver.
- Toplantı yerin sokak başları ile çarşı
ve pazarlardır.
- Bana yemek ver.
- Yemeğin, Besmelesiz yenen
yemeklerdir.
- Bana içecek ver.
- Keyif veren her içki senin içeceğindir.
- Bana bir dellâl ver.
- Bütün çalgılar senin dellâlindir.
- Bana okunacak bir şey ver.
- Şiirler senin okuyacağın şeylerdir.
- Benim de hadisim, sözlerim olsun.
- Senin sözlerinde yalanlardır.
- Bana av âletleri ve tuzaklar ver.
- Senin tuzakların kadınlardır, Hz. Aişe
(R.A.) diyor ki: Resûl-i Ekrem (S.A.V.)
"Şeytan birinize gider hulûl eder ve
vesvese yolu ile:
- Seni kim yarattı, diye sorar. Adam:
Şeytan ise ona:
- Allah (c.c.) yarattı, diye cevap verir.
- Ya Allah (c,c.) ı kim yarattı? der. Sizde
biriniz böyle bir suâl ile karşılaşınca,
Allah ve Resulüne imân ettim,
desin, Zira bu, o vesveseyi giderir"
buyurdu. Ebû Hüreyre (Buhari,
Müslim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder