29 Mart 2013 Cuma

Cuma hutbesi



Kardeşlerim! Yetim kalan Beşir b. Akrabe, babasını kaybettiği için
sürekli ağlıyordu. Kimse onu teselli edemiyordu. Bunu
duyan Peygamber Efendimiz (s.a.s), Beşir’in yanına
gitti. Onu teselli etmeye çalıştı. Ancak nafile. Bunun
üzerine Sevgili Peygamberimiz, “Ben senin baban olayım, Âişe senin annen olsun, istemez
misin?” dedi. Hiç düşünmeden “Evet, çok isterim.” dedi Beşîr. Efendimiz, mübarek eliyle Beşîr’in
saçlarını okşadı, onu kucakladı, bağrına bastı. Alıp
Hz. Aişe’ye götürdü. O da Beşir’i güzelce yıkayıp
temizledi. Saçlarını tarayıp ona yeni elbiseler giydirdi.


[1]
İşte böyle sahip çıkıyordu Efendimiz yetimlere, öksüzlere. Ve: “Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin
bulunduğu evdir. Müslümanlar arasında en kötü
ev ise içinde kendisine kötü davranılan bir yetimin
bulunduğu evdir.”[2] sözleriyle müminlerin dikkatini çekiyordu yetimlere. Annesiz-babasız büyümüş Allah
Resûlü’nden daha iyi kim anlayabilirdi ki onları…
Günümüzde de nice Beşir’ler, kendilerine sevgi ve
şefkat kanatlarımızı açmamızı bekliyor bizlerden. Kardeşlerim! Bugün toplumda sadece yetim ve öksüz kalmış
çocuklar yok. Bir de hayatlarını sokaklarda devam
ettirmek zorunda kalan ‘sokağın çocukları’ var.
Anadan babadan ayrı kalmış, anne-babası tarafından
ihmal edilmiş ya da sokağa terk edilmiş çocuklardır
onlar. Sokağın çocuklarıdır, sokağın yetimleridir onlar. Sıcacık aile ortamından mahrum kalmışlardır. Okulla
ilişkileri kopmuştur. Toplum tarafından da
dışlanmışlardır onlar. Hepsi sevgiye, ilgiye, şefkate,
korunmaya ve güven duygusuna ne kadar da
muhtaçtır aslında… Değerli Kardeşlerim! Sokak çocukları, ne yazık ki madde, alkol ve tiner
bağımlılığı, sigara ve kumar gibi zararlı alışkanlıklar
ile şiddet, kaçırılma, istismar, fuhuş, suça zorlanma,
çeşitli hastalıklara yakalanma, yaralanma ve
öldürülme gibi pek çok tehlikeyle karşı karşıyadırlar.
Fiziksel ve ruhsal sağlıkları tehlike altındadır. Onlar genellikle terk edilmiş binalar, parklar, tren garları,
köprü altları gibi yerlerde yaşam mücadelesi
vermektedirler. Böyle bir durumda, onların sokak
çetelerine karışmaları, uyuşturucu bağımlısı olmaları,
dilencilik, yankesicilik, gasp, hırsızlık gibi kötü
yollarla geçinmeye çalışmaları, daha da kötüsü yaralanma veya ölümle sonuçlanan şiddet olaylarına
neden olmaları ihtimali söz konusudur. Kardeşlerim! Sokak çocukları sorununun en önemli nedenlerinden
biri, aile kurumunun modern zamanlarda büyük yara
almış olmasıdır. Ailede yaşanan huzursuzluklardır.
Parçalanan, dağılan ailelerdir. Giderek artan
boşanmalardır. Anne-babadan, aile ortamından
kopmuş çocuklar, terk edilmişliğin ve güvensizliğin girdabında sokağa ve suç ortamına itilmekte ve kötü
alışkanlıklara yönelmektedirler. Bu yüzden ailevi
sorunların en büyük bedelini çocuklar ödemektedir.
Sokak çocukları sorunu, aslında çocuk haklarının
ihlâlinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s) “Allah’ım! Ben iki zayıfın: yetim ve kadının hakları konusunda insanları
şiddetle uyarıyorum. Onların haklarına el
uzatılmasını yasaklıyorum.”[3] buyurmuştur. Kıymetli Kardeşlerim! Bizler, henüz dünyaya gelmeden yetim, 6 yaşında
iken de öksüz kalan ve Yüce Rabbimizin “O, seni yetim bulup barındırmadı mı?... Öyleyse sakın yetimi ezme!”[4] hitabına muhatap olan Gönüller Sultanı Efendimizin ümmetiyiz. Unutmayalım ki
Rahmet Peygamberi, hayatı boyunca hep yetimleri,
öksüzleri, şehit yakınlarını, dulları, kimsesizleri ve
fakirleri gözetmiş ve: “Müslümanlar arasında kim bir yetimi yiyecek ve içeceğini üstlenecek şekilde
sahiplenirse Allah onu mutlaka cennete koyar.[5] buyurmuştur. Kardeşlerim! Sağlıklı ve huzurlu bir toplum için sokağın yetimlerine
sahip çıkmalıyız. Zararlı alışkanlıkların önüne
geçmek için sokak çocuklarına her yönden analık ve
babalık yapmalıyız. Unutmayalım ki onların
ihtiyaçlarını karşılamak ve onları topluma
kazandırmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Çünkü onlar bizlere emanettir. Bugüne aitmiş gibi görünseler
de aslında yarınlar için hazırlanması gereken birer
emanet!...
Yetimlerin başını okşayalım. Fakirleri doyuralım.
Sokağın yetimlerine sahip çıkalım. Kimsesizlerin
kimsesi olalım. Onlar Sevgili Peygamberimizin yanındaki Enes gibi olmayı arzularlar. Onlar Ümmü’d-
Derdâ’nın yanındaki yetimler gibi, Allah Resûlü’nden
müjde, müminlerden ilgi ve şefkat görmeyi umut
ederler. Unutmayalım ki aslında suçlu çocuk yoktur;
suça itilmiş çocuk vardır. Ailelerimizin dağılıp
parçalanmasına izin vermeyelim. Yuvalardaki, sokaklardaki, kaldırım köşelerindeki çocuklarımıza,
yavrularımıza sahip çıkalım. Onları zararlı
alışkanlıklardan ve kötülüklerden koruyalım.
Geliniz hep birlikte Peygamber Efendimizin şu
müjdesine kulak verelim: “Ben ve yetime kol kanat geren kimse, cennette yan yana olacağız.”[6] [1] İbn Hacer, İsâbe, I, 302.
[2] İbn Mâce, Edeb, 6.
[3] İbn Mâce, Edeb, 6.
[4] Duha, 93/7-9.
[5] Tirmizî, Birr ve sıla, 14.
[6] Buhârî, Talâk, 25.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder