Amerika,Avrupa ve Asya’nın karlı buzlu,zorlu kuzey topraklarında hayatta kalmayı başaran,en çetin iklim koşullarına uyum sağlayan bu masum tür,bu olağanüstü yeteneğinin bedelini çok ağır ödemektedir.
Dişi pufla,yuvalarını,dondurucu ayazdan,kamçı gibi rüzgardan korumak için tüylerini kullanır.Bu ince tüyler diğer kuş tüylerinin hiçbirine benzemez.Sık dokulu,yoğun havlı,kanca şeklindeki bu kahverengi tüyler,birbirine kenetlenip yumak oluştururlar.Bu yumaklar öyle güçlü bir koruma sağlar ki,insan eli mahsulü hiçbir termal giysi,bu yumakların eline su dökemez.Kaz tüyünü bilirdik de,pufla yumağından,yatak,döşek,yorgan,kışlık düşünün.Yuvalar talan edildi bu yüzden.Yumurtalar yağmalandı yüzlerce yıl.Nesli tükenmeye başlayınca tedbirler düşünüldü.Yumurta hırsızlığı yasaklansa da,dağılmış,boş yuvalardan yumak toplamak hala serbest bu gün.
Puflaları bekleyen tehlikelerin sonu yok.Tanker kazalarından sızan petrol,deniz taşıtlarından,yerleşim yerlerinden denize atılan her türlü kirli atığın,kıyılara vurması,birikmesi,yaşam alanlarını,yaşanmaz hale getirmesi gibi.Yine,pestisit denen (zararlı organizmaları yok etmek,kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan kimyasallar) maddelerin kalıntıları gibi.Bir çok popülasyon,bu olumsuzluklara karşı verdikleri yaşam savaşında yenik düştüler.Kalan popülasyonlar ise hala risk altındalar.
Puflanın menüsü,büyük oranda,istiridye,yengeç ve derisi dikenli hayvancıklardan oluşur.
Derin sularda dalarak,sığ sularda başını su altında tutarak avlanır.Yavrular ilk günlerinde küçük istiridyelerle beslense de,biraz büyüdüklerinde hızlı hareket eden yengeçleri bile yakalayabilirler.Menüde balıklar fazla yer almaz.Bitkiler ise puflanın beslenmesinde hiçbir anlam taşımaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder