29 Nisan 2013 Pazartesi
hadisi şerif
Damra bin Habib ve Hakim bin Umeyr (radıyallâhu anhümâ) hazretleri, Efendiler Efendisi’nin şöyle buyurduğunu naklederler:
Kendisi için bir hayır kapısı açılan kimse onu bir fırsat bilip değerlendirme konusunda acele etsin! Zira, o kapının ne zaman kapanacağı belli olmaz.
erir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlatıyor: Ben, Allah Resulü (a.s.) ile namaz kılmak, zekât vermek ve her Müslümana nasihat etmek (hayır ve iyilik öğretmek) üzere sözleştim.
Müslim, İman, 97 (l, 75)
Sahabe-i güzînden Atıyye es-Sa’dî’nin naklettiğine göre takva ve vera’ hususunda da beşeriyetin üsve-i hasenesi Efendiler Efendisi (aleyhi efdalüssalavât ve ekmelüttahiyyât) şöyle buyurmuşlardır:
“Kul, sakıncalı şeylere düşme endişesiyle bir kısım sakıncası olmayan şeyleri de terk etmedikçe gerçek takvaya ulaşamaz.”
(Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 19; İbn Mâce, Zühd, 24)
"Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. "
(Tirmizî, “Îmân”, 12)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder