2 Mayıs 2013 Perşembe

EZANA HÜRMET


Mevlana
hazretleri, ezan işittiğinde,
Diz çöküp dinler idi, büyük huşu içinde. Talebesine
dahi, böyle emrederdi hep.

Ve derdi ki: (Ezana gösterin saygı, edep.) Bir gün de,
talebeye nakletti bir hadise. Buyurdu: (Tanıyorum Belh şehrinde bir kimse. Her ne
zaman ezanı işitseydi o kişi,
Ne yapıyor idiyse, bırakırdı o işi. Ve hemen diz üzeri
oturup tam o saat,
Dinler ve bittiğinde getirirdi salevat. Sonra kalkıp,
hemence namaza duruyordu. Namazı, biraz olsun hiç geciktirmiyordu. Bu güzel
adetini bozmamıştı hiç o zat.
Nihayet işittik ki, bu kimse etmiş vefat. Tabut, eller
üstünde gidiyordu ki, birden,
Okunmaya başladı ezan da minareden. Ne zaman ki
müezzin okudu ilk tekbiri, O tabut durdu birden, hiç gitmedi ileri. Hareketsiz
bekledi, ezan bitene kadar.
Vakta ki ezan bitti, hareket etti tekrar. Kabre
konulduğunda, gelerek Münker-Nekir,
Sormaya başladılar, (Rabbin kim, dinin nedir?) O an
Hak teâlâdan erişti ki bir hitap: (Ey melekler, bu kula vermeyin bir ızdırap. O, ismimi
duyunca, beklerdi hürmet ile.
Siz de onu sorguya çekmeyin hiddet ile. Nasıl aziz
tuttuysa, ismimi o kul benim,
Siz de onu bu günde, tutun aziz ve kerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder