23 Nisan 2012 Pazartesi

HANIM KARDEŞLERIM ! LÜTFEN OKUYALIM!...


                                                       Hanım Kardeşlerim ! Lütfen OKUYALIM !..

Hazreti Fatıma Nebiyy-i Efendimizin biricik kızıdır .
Yaşadığı İslami hayatıyla Cennet kadınlarının önünde yer aldığı ,

vefatından önce kendisine müjdelenmiştir . İşte bu Fatıma validemizin bir arzusu vardı . O da diğer mümine hanımların da Cennete girmeleri idi .

Fatıma validemizin bu arzusu , Resulüllah efendimizden gelmeydi . Nebiyy-i Ekrem Efendimiz de ümmetinin hanımlarının Cennete girmelerini ister , onları sık , sık ikaz eder ve irşad ederek ateşten korunmalarına gayret gösterirdi . 

Hatta cehennemlik amel işleyen kadınları görünce şefkat ve merhametinden ağlayan Resulüllahın göz yaşlarına Fatıma validemizle damadı Hazreti Ali de şahit olmuştu .

Bir gün Fatıma validemizle birlikte Resulüllah huzuruna giren İmam-ı Ali , Nebiyy-i Ekrem efendimizi sürekli göz yaşı döker halde görünce üzülüp sorar :

-Ya Resulullah , sizi böyle göz yaşı dökmeye sevk eden hadise nedir ? Ne için böyle coşkun ağlıyorsunuz ?

-Ya Ali , Miraç gecesinde Rabbim bana Cehennem in ( küçük ) suretini gösterdi . Orada yanacak kadınların misallerini gördüm . Çeşitli azaplarla tazip olunuyorlardı . Onun için göz yaşı dökmekteyim .

-Nasıl azap görüyorlardı ya Resulallah ? Efendimiz şöyle anlatır :

-Bir kadın gördüm saçlarından asılmış sallanıp duruyordu .

-Bir kadın gördüm , dilinden asılmış ağzından da katran dökülüyordu .

-Bir kadın gördüm , göğsünden asılmış feryat ediyordu .

-Bir kadın gördüm , ayakları göğsüne , elleri başına bağlanmış , çevresinde yılan ve akrepler dolaşıyordu .

-Bir kadın gördüm , gövdesi eşek , başı da hınzır başı gibi .

-Bir kadın gördüm , köpek şekline çevrilmiş ağzından ateş dökülüyordu . Meleklerde dökmemesi için ateşten kamçılarla vuruyorlardı .

Daha fazla sabredemeyen Fatıma validemiz de Resül ( s . a .v . ) gibi göz yaşı dökmeye başlarken ; sormaktan da kendini alamaz :

-Ya Resulallah , bu kadınların amelleri neydi , hangi hal ve tutumlarından dolayı böyle azap görmekteydiler ?

İstikbalde vaki olacak hallerin aynını bir sinema şeridi gibi müşahede eden Resulallah ( s . a . v . ) şöyle haber verir .

-Ya Fatıma , bunların böyle cezaya çarpılmalarına dünyadaki şu amelleri , şu tutum ve hareketleri sebep oluştur ,

der ve şöyle sıralar :



1 .Saçından asılı kadının günahı , saçını örtmeyişi , namahremden korunmayışıdır . Örtmekte bir marifet miymiş , demesidir .

2 . Dilinden asılı kadının günah ve hatası ise , diliyle kocasına eziyet edip bezdirmesi , ona cevap hakkı vermemesidir .

3 . Göğsünden asılı kadının günah ve kusuru ise , kocasının yatağından kaçması , onu yanından uzaklaştırmasıdır .

4 . Ayakları göğsünde , elleri de boynuna bağlı bulunan kadının günahı da , gusülsüz gezmesi cenabetten yıkanmamasıdır . Muayyen halden sonra da gusletmeyi terk etmesi gusül abdestini hafife alıp ibadetlerini yapmamasıdır .

5 . Bedeni eşek , başı da hınzır başı gibi olan kadının günahı da , devamlı yalan söylemesidir .

6 . Köpek şekline benzeyen ve ağzından ateş kusan kadının günahına da gelince , korkunç derecede komşuya haset yapması , çekememezlik halinde olması , hep komşunun ayıp ve kusuruyla meşgul olmasıdır .

Resül Efendimiz daha sonra kızına şöyle buyurdu :

-Kızım Fatıma , kocasına haksız yere isyan edip , eziyette bulunan kadınlara acıyorum . Onlara çok yazık . Yapmasınlar bunları . İbadetlerini yapsın , tesettürlerine riayet etsinler .

— Kocalarına ve kendilerine yapılan nimete küfrediyorlar; onlardan birine dünyayı versen, yahud ömrü boyunca iyilikte bulunsan, yine senden hoşlarına gitmeyen bir şey görünce, senden hiç bir zaman hayır görmedim, derler, buyurdu.

(Buharî, Müslim, Neseî) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder