5 Mayıs 2012 Cumartesi

ŞEYTANIN HİLLELERİ



ŞEYTANIN HİLLELERİ
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa başka bir mevzua geçti ve şöyle sordu : 

- Ya lain , senin kalbini ne yıkar ? 

- Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi. 

- Peki , senin cismini ne eritir ? 

- Tevbe edenlerin tevbesi. 

- Peki , ciğerini ne parçalar, ne çürütür ? 

- Gece ve gündüz , Allah'a yapılan bol bol istiğfar. 

- Peki yüzünü ne buruşturur ? 

- Gizli sadaka. 

- Peki gözlerini kör eden nedir ? 

- Gece namazı. 

- Peki , başını eğdiren nedir ? 

- Çokça kılınan cemaatle namaz. 


Resullullah (s.a..v) Efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu : 

- Sana göre insanların en saadetlisi (!) kimdir ? 

- Namazını , bilerek kasden bırakanlar. 

- Peki , insanların en şakisi kimdir ? 

- Cimriler 

- Peki , seni işinden ne alıkoyar ? 

- Ulema meclisleri 

- Peki , yemeğini nasıl yersin ? 

- Sol elimle parmaklarımın ucu ile. 

- Peki , sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin ? 

- İnsanların tırnaklarının arasında. 


Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bundan sonra , bir başka bir mevzuu sordu. İblis de cevap verdi. 

- Rabbinden neler talep ettin ? 

- On şey talep ettim. 

- Nedir onlar ya lain ? 

- Şunlardır : 

- Allah´tan diledim ki , beni ademoğullarının malına ve evladına ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu : " Onlara ortak ol... Mallarına ve çocuklarına. Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara gurur vaad eder... " (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.

- Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Şeytandan Allah´a sığınılmayan malın da ortağıyım. 

- Cinsi münasebet anında , Allah´a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Ve o her birleşmeden hasıl olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler. 

- Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi değil de , aksini isteyerek binerse , bende onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir ; " Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle yaygara çıkartr30; " (17/64) 

- Allah-ü Teala'dan diledim ki : Bana bir ev vere. Bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi. 

- Diledim ki bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana mescid yaptı. 

- Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı olarak verdi. 

- İstedim ki ; bir ezan vere , Mezmurları verdi. 

- Diledim ki ; bana bir yatak arkadaşı vere. Sarhoşları verdi. 

- Diledim ki ; bana yardımcılar vere. Bunun içinde kaderiye mensuplarını verdi. 

- İstedim ki ; bana kardeşler vere. Mallarını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları. Bunlar da şu Ayet-i Kerime ile sabittir : " O kimseler ki ; mallarını boş yere harcarlar... Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. " (17/27) 

Bir ara Resullullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu : 

- Eğer söylediklerini, Allah'ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin , seni tastik etmezdim. 

Bundan sonra İblis devam etti : 

- Ya Muhammed , Allah´tan diledim ki ; ademoğullarını ben göreyim ; ama onlar beni göremeyeler. Bu dileğimi de yerine getirdi. 

- Diledim ki ; ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa ; bu da oldu. Böylece ben , onlar arasında akıp giderim. Gezerim. Hem de nasıl istersem. 

Bütün bu isteklerimi verdi. 

- Hepsi sana verildi , buyurdu Hz. Muhammed. 

- Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte , böylece kıyamete kadar , ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar. 

Bundan sonrasını İblis şöyle anlattı : 

- Benim bir oğlum vardır. Adı, ATEME´dir. Bir kul , yatsı namazını kılmadan uyursa gider ; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı ; imkan yok , insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı. 

- Benim bir oğlum daha vardır ki ; onun adı da MüTEKAZİ´dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MüTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir. 

- Sonra , benim bir oğlum daha vardır. Onun adı da KüHAYL´dir. Bunun işi de , insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa , ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar. 

Bundan sonra İblis şöyle anlattı : 

- Hangi kadın olursa olsun. Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur. Ve onu , bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. 

Mesela : 

" Elini kolunu dışarı çıkar, göster. " der. 

- O da bu emri tutar. Elini kolunu açar , gösterir. Bundan sonra , o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar. 

İblis bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz´e kendi durumunu anlatmaya başladı : 

- Ya Muhammed , bir insanı delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir şeyi güzel gösteririm. O kadar. Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı , yeryüzünde ; 

" İlah yoktur sadece Allah vardır ve Muhammed Allah´ın resülüdür. " 

- diyen herkesi , oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım. Hepsini delalete düşürürdüm. Nasıl ki senin elinde de , hidayet nevinden bir şey yoktur. Sen ancak Allah'ın Resulusun. Ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı , yeryüzünde tek kafir bırakmazdın. Sen Allah´ın halkı üzerinde bir hüccetsin. Ben de , kendisi için ezelde şekavet yazılan kimselere sebebim. Said olan kimse , taa , ana karnında iken saiddir. Şaki olan da , yine ana karnında iken şakidir. Saadet ehli kılan da Allah , şekavet ehli kılan da Allah. 

Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu: 

" Bunlar, taa sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek... Ancak Rabb´ın esirgedikleri hariç... " (11/118-119) 

" Allah'ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir. " (33/38) 


Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz , İblis´e şöyle buyurdu : 

- Ya Ebamürre , acaba senin bir tevbe etmen ve Allah´a dönmen mümkün değil mi ? Cennete girmene kefil olurum. 

Bunun üzerine İblis şöyle dedi : 

- Ya Resullullah , iş verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalem de kurudu. Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni peygamberlerin efendisi kılan , cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan ; beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah´tır. Ve O , bütün eksik sıfatlardan münezzehtir. 

Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı : 

- İşte bu söylediklerim sana son sözümdür. Ve bütün söylediklerimi de doğru dedim.



Kaynak : Seceret'ül Kevn - Muhyiddin-i Arabi (k.s.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder